Saturday, April 10, 2010

Şeker hastalarına ramazan uyarısı

ANKARA - Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz, kronik rahatsızlığı olan ve düzenli ilaç kullanan kişilerin ramazanda oruç tutarken dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
Şeker, tansiyon ve kalp hastalarının, bu süreçte doktorlarının tavsiyelerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini vurgulayan Ayvaz, şeker hastalığının kan şekeri yüksekliği ile karakterli bir sorun olduğunu kaydetti.
Göksun Ayvaz, şeker hastalarında, kan basıncı yüksekliği, kan yağlarında bozukluk, kilo fazlalığı ve kalp-damar hastalıklarına da çok sık rastlandığı için tedavinin, sadece kan şekerini düşürmekten ibaret olmadığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Ayvaz, şeker hastalarında kan basıncının uygun seviyede tutulmasının çok önemli olduğuna işaret ederek, genç tipi şeker hastalığında (Tip 1) vücutta kandaki şekerin enerji sağlamak amacıyla dokulara girmesini sağlayan insülin hormonunun üretimi olmadığını kaydetti.
Ayvaz, kandaki şekerin dokulara girememesi halinde böbrek ve göz dibinde hasar gelişebildiğini belirterek, bu tipin tedavisi için mutlaka insülinin dışarıdan enjeksiyon yoluyla günde 4 kere cilt altına verilmesi ve beraberinde hastanın günde üç ana, üç de ara öğün olmak üzere, şeker içermeyen ve çabuk şekere dönüşen gıdalardan mümkün olduğunca fakir Diyet yapması gerektiğini vurguladı. Ayvaz, ''Gerek günde 4 sefer insülin yapma mecburiyeti, gerekse az ve sık yemek zorunda olması nedeniyle Tip 1 şeker hastalığı olanların kesinlikle oruç tutmamaları önerilmektedir'' dedi.
İnsülinin yeterince salgılanamamasının ve vücutta insüline karşı direnç olmasının erişkin tip şeker hastalığına (Tip 2) yol açtığını dile getiren Ayvaz, hastalığın tedavisinde kilonun kontrol altında tutulması gerektiğine işaret etti.
Tedavi sürecinde kilo verdirici, az ve sık yiyerek düşük kalorili diyet uygulanması ve beraberinde mutlaka her hastanın kendine uygun Egzersiz yapması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ayvaz, ağızdan ilaç tedavisinin de uygulanabildiğini, kimi durumlarda günde bir veya daha fazla insülin yapılabildiğini anlattı.
Göksun Ayvaz, bu hastalarda kan basıncı yüksekliği, damar sertliği ve buna bağlı olarak görülebilen felçler ve kalp-damar hastalıkları gibi olumsuz durumlarla karşılaşılmaması için tedavi programına harfiyen uyulması gerektiğini vurgulayarak, ''Ağızdan alınan ve insülin salgılatan ilaç gruplarını ve insülini kullanan hastaların, oluşabilecek kan şekeri düşmelerine engel olmak amacıyla kesinlikle oruç tutmamalıdır'' diye konuştu.
Şeker hastalarına ramazan uyarısı

Mehmet Öz den 8 beslenme önerisi

1. Yalnızca acıktığınızda yemek yiyin. Her zaman söylendiği gibi az ve sık yediğinizde hiçbir zaman aç kalmamış olursunuz. Yemek aralarında hafif ve sağlıklı besinler atıştırmak da öğünlerde tıka basa yemeyerek kilonuzu düzenlemenin ilk adımını atmanızı sağlar. Ayrıca akşam yemeğinizi yatmadan en az 3 saat önce yemeniz sizin için çok faydalı olacak.




2. Tabaklarınızı değiştirin. Yemeklerinizde kullandığınız büyükboy yemek tabaklarını küçük boylarıyla değiştirin. Tabi bunun anlamı daha küçük bir tabakla iki tabak yemek yiyerek eşit miktarda yemek değildir. Unutmayın, daha küçük tabak kullanmak porsiyonu azaltmak için size yardımcı olacaktır.




3. Mehmet Öz, her gün aşağıdaki yiyeceklerden yemenizi öneriyor: a. Toplamda 9 avuç kadar meyve ve sebze; b. En az 20gram (bir avuç kadar) fındık; c. Özellikle sabahları yüksek oranda lif içeren tam tahıllı ekmek ya da kahvaltılık gevrek...




4. Haftada en az 3 kez balık yiyin. Omega 3 adı verilen yağ asitlerini içeren balık, sağlığınıza önemli katkılar sağlayacak bir besindir. Balık yiyerek hem sağlıklı hem de ince kalabileceksiniz. Mehmet Öz, özellikle somon, sardalya, uskumru ve ton balığını öneriyor.




5. Domates yiyin. Haftada en az 10 kaşık pişmiş domates ürünü yiyerek prostat ve diğer kanserlerin riskini azaltan antioksidan likopen elde edebilirsiniz. Bir haftada 10 kaşık ketçap (katkı maddesi içermeyen) ya da kendi hazırladığınız domates sosu, sağlıklı dozu almanızı sağlayacaktır.




6. Mehmet Öz, sıcak patatesten kaçınmanın yanında aşağıdaki besinlerden de kaçınmanızı öneriyor: a. Trans ve/veya doymuş yağ içeren bütün yiyecekler; b. Beyaz yiyecekler: Beyaz ekmek, beyaz pirinç, beyaz makarna, krema sosları... Beyaz yiyecekler yüksek oranda işlenmiş ve yağ içeren besinlerle birlikte alınmaktadır ve bunlardan kesinlikle kaçınılmalıdır; c. İçindekiler bölümünde yüksek fruktozlu Mısır şurubu (high fructose corn syrup (HFCS)) içeren basit şekerler bulunan ürünler. Bunlar kan şekerinizi arttırarak yüksek kalorili yiyeceklerle Beslenme arzunuzu artırır.




7. Yemek yemeden önce su için. Her yemekten önce 1 ya da 2 bardak su içmeniz biraz doymanızı ve böylece daha az yemek yemenizi sağlar. Bu da sağlıklı kiloya kavuşmanın kolay bir yoludur.




8. Mehmet Öz’e göre şu besin destek ürünlerinden her gün almalısınız: a. En az 800 mikrogram folat, 400 IU D vitamini, 1,200 miligram kalsiyum ve 400 miligram magnezyum içeren vitamin ve mineraller; b. Eğer balık yemiyorsanız, kalbe yararlı olan bu yağ asitlerinden 2 gram içeren omega 3 besin destek ürünü.


Mehmet Öz'den 8 beslenme önerisi

Kalp ve tansiyon hastalarına oruç uyarısı

ANKARA - Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz, ramazanda günlerin oldukça uzun ve sıcak olmasının, oruç tutanlarda fiziksel yorgunluğu artırabileceği, kan şekerini düşürebileceği, tansiyon sorunlarına ve ciddi sıvı kayıplarına yol açabileceğini söyledi.
Halk arasında tansiyon olarak bilinen kan basıncı yüksekliğinin genellikle aile öyküsü kaynaklı ve yüzde 90 oranında nedeni bilinmeyen bir hastalık olduğunu belirten Ayvaz, tansiyon hastalarının yüzde onunda ise nedenin, altta yatan bir başka hastalıktan kaynaklandığını anlattı.
Ayvaz, kan basıncı yüksek olan hastalarda temel tedavinin, kişinin kilosunu ideale getirmek, kullanılan tuz miktarını azaltmak ve kişinin yapısına uygun düzenli Egzersiz yapmak şeklinde uygulandığını, bunun dışında kişiden kişiye değişen sayı, çeşit ve dozda ilaç kullanımının da tedavi seçenekleri içinde yer aldığını bildirdi. Yeterli tedavi yapılmaması halinde yüksek kan basıncının, beyin, kalp, göz, böbrek ve bacak damarlarında sertlik ve daralma ile kalp yetmezliği gelişimine neden olabileceğine dikkati çeken Ayvaz, şunları kaydetti: ''Uzun süreli oruç günlerinde, hele de günler sıcak geçiyorsa yeterli sıvı alamama, ter yoluyla vücuttan sıvı kaybı ve kan basıncı yükselebilir. Buna bir de birden fazla sayıda kullanılan ilaçların alım aralarının açılması eklenirse tansiyon kontrolü bozulabilir. Bu nedenlerle özellikle kilolu ve fazla sayıda ilaç kullanan, tansiyon kontrolü çok iyi olmayan hastaların oruç tutmaları önerilmemektedir.''
KALP KRİZİ RİSKİ ARTABİLİR
Ayvaz, kalp-damar hastalığı olan kişilerde, mevcut damar darlığı nedeniyle vücuttaki bazı dengelerin bozulabildiğine işaret etti.
Kan basıncı düştüğünde kalbin az beslendiğini, bu durumda salgılanan bazı hormonların kalbin hızını arttırabildiğini, ritm bozukluğu yapabildiğini dile getiren Ayvaz, kalp kasını yorup damar darlıklarını daha da arttırabildiğini söyledi.
Ayvaz, kan basıncı yükselmesinin kalbin yükünü arttırdığı, kan şekerinin düşmesinin kalp damarında darlık olan kişilerde olası kalp riskini yükseltebildiğini ifade etti. Ayvaz, ''Bu nedenle, kalbi ve damarları zora sokacak bütün bu durumlardan özellikle sıcak yaz günlerinde korunmak gerekmektedir. Uzun günlere denk gelen ramazanda bahsedilen riskler nedeniyle kalp damar hastalığı olanların oruç tutmaları uygun değildir'' diye konuştu.
MUTLAKA SAHURA KALKILMALI
Kalp ve tansiyon hastalarına oruç uyarısı

Patlamış mısır, antioksidan zengini çıktı

ANKARA - Daily Mail gazetesinin haberine göre, ABD'de yapılan araştırmada, patlamış mısırın içinde meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunan "polyphenol" antioksidan maddesine rastlandı. Bu madde Kalp Hastalıkları, kanser ve diğer hastalıklarla mücadeleye, vücudun direncini artırması açısından yardımcı olmasıyla biliniyor.
Patlamış mısır, antioksidan zengini çıktı

Zayıflamak için oruç tutulmaz

AYDIN - Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Diyet Uzmanı Dr. Nil Pınar Ercan, bu yıl ramazan ayının uzun yıllar sonra çok sıcak bir döneme denk geldiğini, sahur ile iftar arasının çok uzun olacağını belirtti.
Zayıflama amacıyla oruç tutanlar bulunduğuna dikkati çeken Ercan, ''ramazanda zayıflama düşüncesiyle yola çıkıp kilo alan çok sayıda bireye de rastlayabiliyoruz. 'Ne kadar az yersem, o kadar kilo veririm, bunun için ramazan ayı müsait' diye düşünülüyor. Açlık süresi ramazanda uzuyor. Bireyler iftarda birden yemeğe yüklenerek açlığını telafi etmek istiyor. Böyle olunca sindirim sisteminde problem ortaya çıkıyor. Amaç Kilo Vermek değil, kilo almayı önleyecek şekilde besin almak olmalı'' diye konuştu.
ORUCU UYKUYA TUTTURMAK
Ercan, ramazan ayında uyku düzeninin de çok önemli olduğunu, bu dönemde açlık duygusunun yüksek çok olmasının, kan şekerindeki düşüşün bireylerde uzun süre uyuma isteğini ortaya çıkardığını söyledi.
Ramazanda düzenli ama aşırı olmayan uyku ve dengeli beslenmenin önemli olduğunu bildiren Ercan, ''gün boyunca uyuyarak vakti geçirmek bilinenin aksine ramazan ayında olumsuzluk yaratır. İnsanların normal hayatlarındaki aktivitelerine yakın şekilde aktiviteler yapması gerekir'' diye konuştu.
İftarda her zaman açlık fazla olacağı için hamur işleri, şekerli yiyecekler, ramazan pidelerinin sofraları süslediğini belirten Ercan, bireylerin iftarda ilk önce bir kase çorba, bir dilim ekmek ve yanında kuru meyve tüketmesini önerdi.
İftardan sonra yatana kadar sürekli bir şey değil süt, yoğurt, meyve gibi ara öğünler yenmesini de tavsiye eden Ercan, sahurda daha çok protein ağırlıklı beslenilmesini, tuzlu yiyeceklerin tüketilmemesi istedi.
FUTBOLCULARIN DURUMU
Profesyonel sporcular için kulüp doktorlarının özel programlar hazırladığını kaydeden Ercan, futbolcuların gün içinde belirli bir efor sarf ettiğini, aşırı su kaybettiğini, bu nedenle oruç tutan futbolcuların hem susuzluğu, hem de açlığı daha fazla hissedeceklerini ifade etti.
Çok uzun süre aç kalındığında kan şekerinin düşeceğini ve metabolizmayla ilgili bazı problemlerin ortaya çıkacağını vurgulayan Ercan, yine de tercihin futbolcuya ait olduğunu ifade ederek, ''biz antrenman ve müsabaka döneminde sporcuların oruç tutmamasını öneriyoruz. Uzun süreli açlığa ve sıvı kaybına bağlı kan şekeri düşüklüğü sonucu, halsizlik, yorgunluk, dikkatsizlik görülmekte, sakatlanma riski artmaktadır. Bu Ramazanda oruç tutacak futbolcunun performansı düşecektir'' dedi.
Sporcunun oruç tutmasının yasaklanmasının da, moral motivasyonunu olumsuz etkileyebileceğini de bildiren Ercan, ''futbolcular maçtan bir gün önce ve maç günü, sağlıkları için oruç tutmamalı. Ama tercih yine de futbolcunun'' diye konuştu.
YANLIŞ BİLİNEN TÜKETİM
Zayıflamak için oruç tutulmaz

Bakanlıktan ramazanda beslenme uyarısı

ANKARA - Hava sıcaklığı nedeniyle kaybolan su ve mineral kaybının yerine konulması için iftardan itibaren sahur sonuna kadar ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları gibi bol sıvı ve su alınması da önerildi.
Sağlık Bakanlığının açıklamasında, toplumsal hayatta önemli bir yer teşkil eden ramazanda, dini bir vecibeyi yerine getirmek için oruç tutulduğu, bununla birlikte bireylerin günlük yaşantıları ve Beslenme düzeninde önemli değişiklikler olduğu kaydedildi.
Oruç tutan bireylerin günlük beslenme alışkanlıklarının değiştiği, öğün sayısı ve sıvı tüketiminin azaldığı, iftar saatine kadar açlık hissetmemek amacıyla yüksek enerji içeren şekerli, unlu ve yağlı besinlere yönelindiği belirtildi.
Oysa ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ifade edilerek, bu süre zarfında sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmeye devam edilmesi gerektiği bildirildi.
Yaz aylarında sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının arttığı, metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığı kaydedilerek, şunlara dikkat çekildi: ''Kalp debisinde düşme, doku ve organlarda oksijenlenmede azalma, kalp atım sayısı ve kan basıncındaki artış gibi nedenlerden dolayı yaz aylarında özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir. Ayrıca sıcaklıkların etkisiyle artan terle birlikte su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi Sağlık problemleri de görülebilmektedir.''
İLGİLİ HABERLER
TÜM RAMAZAN HABERLERİNE ULAŞMAK İÇİN...
Bakanlıktan ramazanda beslenme uyarısı

Kızılcık C vitamini deposu

Malatya - Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli, yaptığı açıklamada, kızılcıkla ilgili Çukurova Üniversitesi, Malatya Meyvecilik araştırma Enstitüsü ve Atatürk Üniversitesinin ortak bir araştırma yürüttüğünü, bu çalışma sonunda kızılcık meyvesinin antioksidan özelliğinin çok yüksek olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Ercişli, şöyle konuştu: ''Kansere karşı antioksidan özelliği, koruyucu özellik demek. Hücreleri kansere karşı koruyor. Bizim çalışmamız bunu kanıtladı. Yalnız kızılcık tipleri arasında bariz fark çıktı. Çok koyu renkte olan kızılcıkların antioksidan içeriği daha yüksek olarak tespit edildi. Kızılcığın ortalama C vitamini 100-120 miligram civarında. Bu portakalın ortalama iki katı olarak kabul ediliyor. Portakalda biz bunu ortalama 50-60 miligram olarak tespit ediyoruz. C vitamini yönünden oldukça yüksek. Antioksidan özelliği de C vitamininden kaynaklanıyor.''
Araştırmanın, Avrupa'da prestijli Gıda dergilerinden birinde yayımlandığını anlatan Ercişli, ''Kızılcıkta Türkiye, özel bir konuma sahip. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye'deki gibi geniş bir kızılcık popülasyonu yok'' dedi.
''GENETİK KAYNAKLARI MALATYA'DA''
Kızılcık C vitamini deposu